Çocukların 300’den fazla markanın sembolünü tanıyıp, 10 tane hayvan veya bitkiyi sayamaması, “Modern İnsan” olarak doğadan kopuşumuzu gösteriyor. Yüksek obezite oranları, artan stres ve anksiyete gibi sorunlar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi birçok problemin çocukluk döneminde çoğunlukla kapalı mekanlarda zaman geçirilmesinin ve doğadan kopuk bir şekilde yaşamanın sonuçları olarak görülüyor. Doğa bilimci ve öğretmen olan Drew Monkman ve Jacob Rodenburg’ün “The Big Book of Nature Activities” isimli kitabı, ABD’deki aileleri ve çocukları ele alarak ve onları hedefleyerek yazılmış olsa da doğanın arka planda kalması evrensel bir sorun niteliğinde ve Türkiye’deki çocukları da oldukça etkiliyor.
Bursa Özel Özgün koleji olarak bu sorunla yakından ilgileniyoruz. Çocuklarımızın bu sorunu aşabilmesi için eğitimlerimizde bu konulara sıklıkla değiniyor ve onlara yol gösteriyoruz.
Uzmanlar, çocukların hayatlarının ilk 14 yılında, doğayla kurduğu ilişkinin öneminin altını çiziyor. Çocukların, doğaya karşı doğuştan ilgili olmaları ve ondan etkilenmeleri, doğayı keşfetmelerine ön ayak oluyor. Uzmanlar bu sürecin özellikle 14 yaşına kadar sürdüğünü söylüyor ve eğer ebeveynler bu süreçte çocuklarıyla doğada vakit geçirmezse, çocukların bu ilgiyi kaybetme olasılığının artacağını belirtiyor.
Ebeveynlerin, çocuklar için doğanın görünmez bir zeminden ziyade yaşam boyu sürecek bir ilişki olmasını nasıl sağlayacağı sorusuna Monkman ve Rodenburg, özellikle ailelerin dışarıda vakit geçirmeye daha eğilimli olduğu yaz aylarına dair bir takım öneriler sunuyor.
1-Rol Model Olun
Bilindiği gibi çocuklar, büyüklerini taklit etmeye eğilimlidir. Diğer birçok memeli hayvanda olduğu gibi, öğrenme süreci taklit yoluyla gerçekleşir. Eğer bütün vaktinizi telefona gömülü bir şekilde geçiriyorsanız, çocuklar da aynısını isteyecektir. Ancak, doğayla ilgilendiğiniz takdirde bu çocukların da ilgisini çekiyor. Gününüzün bir kısmını dışarıda vakit geçirmeye ayırırsanız çocuklarınız da sizinle dışarı çıkmak isteyecektir.
2-Araştırmacı Olmaya Teşvik Edin
Ailelere, doğadayken olabileceklere karşı korumacı olmaktan ziyade çocuklarına doğayı keşfetmeleri için fırsat vermeleri öneriliyor. Kitapta, çocuklara doğada araştırmaları, incelemeleri; ağaçlara tırmanmaları, taşlarla oynamaları, toprakla uğraşmaları için zaman tanınması gerektiği vurgulanıyor.
3-Malzeme Toplayın
Kitapta çocukların doğada bulduğu materyalleri eve getirmelerini teşvik etmeleri söyleniyor. Ailelere, çocukların buldukları taş, dal, kemik, yaprak, ölü böcekler gibi materyalleri gözlemleme adına evin belli yerlerinde alanlar yaratması öneriliyor. Hatta böcek, tırtıl gibi hayvanların küçük bir teraryumda belirli bir süre tutulabileceğinin ancak sonrasında doğal ortamlarına bırakılması gerektiğinin altı çiziliyor. Bunun zıttı bir davranış, hayvanlara karşı tam tersi bir algı oluşmasına sebebiyet verebiliyor.
4-Doğadan Malzemelerle İnşa Edin
Çocuklar kendilerini rahat ve güvende hissettikleri alanları tercih ederler. Bu kumdan bir kale de olabilir, kumaştan bir çadır da. Ebeveynlere, çocuklara doğada veya bahçelerinde, kendilerine kale ve ağaç ev gibi alanlar inşa etmelerine yardımcı olmaları öneriliyor.
5-Kampa Gidin
Kamp yapmak, aile olarak doğayla ilişki kurmak ve bunu alışkanlık haline getirmek açısından harika bir yol olarak görülüyor. Kamp sayesinde 24 saat boyunca dışarıda kalarak hayvanları gözlemleyebilir, yıldızları inceleyebilir, ateş yakmayı öğrenebilir ve çocukların günlük şehir hayatında öğrenemeyeceği birçok şeyi deneyimlemiş olursunuz.
6-Soru Sorun
Yazarlar, çocukların soru sormaları için ebeveynleri tarafından teşvik edilmelerinin önemli olduğunu da belirtiyorlar: “Sorgulama sanatını düşünün. Soru sormak ya merak uyandırır ya da bu merakı tamamen köreltir. Öğrenmenin temeli merak etmekten gelir. Bir isim veya bir etiket bir hikayenin sadece bir başlangıç noktası olabilir, hikayeyi devam ettirmek ise size kalmıştır.”